AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Habertürk’te katıldığı programda gündeme dair soruları yanıtladı. Çelik, 28 Mayıs’taki 2. cins seçimine hakikat giden süreci kıymetlendirdi.
Çelik’in açıklamalarından satır başları şu biçimde:
“Sayın cumhurbaşkanımız bir zafer ortaya koyacak”
“Demek ki oyumuz belirli yerlerde düşmüşse vatandaş bize şu talimatı vermiştir; bizimle daha çok paylaşacaksınız, daha çok anlatacaksınız. Burada da göreceğiz inşallah, seçmenin vatandaşımızın şu anki cumhurbaşkanımızın siyasi sınırına sahiplenme biçiminin kesin bir zafer ortaya koyacağını söylüyorum. Ben sayı vermiyorum fakat tahlil ortaya koyuyorum. Burada temel olarak sınır nereye kuruldu? Türkiye’yi yönetme kapasitesiyle karşımızda yönetemeyen bir tablo. Karşımızdakiler linç kampanyasıyla vatandaşı değiştirmek istiyorlar. Biz sandık sandık bakarak kıymetlendirme yapıyoruz. Bir sürü meşhur analist, kamuoyu araştırma şirketi bunun zıddını öngörüyordu. Biz ‘saha öteki bir şey söylüyor’ diyorduk.”
Sinan Oğan görüşmesi
“Sayın Sinan Oğan ile Cumhurbaşkanımız ortasında görüşme kendi ortalarında gerçekleşti. Pek olağan bir görüşme. Kendileri bir açıklama yapmadan biz bir şey söylemeyiz. Sinan Beyefendi Pazartesi açıklama yapacak. Biz sandık sandık oylara bakarız. Sayın Oğan’ın oy aldığı tek vatan, tek bayrak siyasetlere çok yakın bir kitle olduğunu görüyoruz. Oğan’a oy veren kitlenin Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü siyasete çok daha yakın, benimseyen bir kitle olduğunu görüyoruz. Karşımızdaki ittifakın savrulduğu mevzulara karşı daha uzak ve karşıdan yaklaşımların olduğunu kıymetlendiriyoruz. Olağan ki herkesin kendi takdiri. Pazartesi’yi bekleyeceğiz. Siyasi kıymetlendirme, müzakere, pazarlık öteki şeyler, Pazarlığı kendinize yakın olanlarla, müzakereyi daha dışındaki beşerlerle yaparsınız. Pazarlık sıkıntısı hiçbir vakit ne Cumhurbaşkanımızın siyaset biçimine ne AK Parti’ye ne Cumhur İttifakı’na uygun değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız prensipler üzerinden yürüyor. Bunlarla yakınlık ortak alan oluşturulduğunda zati bir ortaya geliyorsunuz. Şunu açık ve net söyleyebilirim. Bir kabine nasıl kurulacak bu sayın Cumhurbaşkanımızın takdiridir. Şimdi ortada bir açıklama yok. O açıklama olduğu vakit onun üzerine konuşmak lazım. Bir taraf siyasi pazarlık istemiş karşı taraf yapmamış diye haksızlık yapmamak lazım. Sayın Oğan da aslında müzakerelerini yapıyor. Fakat gördüğüm şu sayın Oğan’a oy veren kitlenin hassasiyet odağı Cumhurbaşkanımızın siyasetiyle son derece örtüşüyor. CHP’liler tahminen şöyle düşündü. Muharrem İnce çekilince oylar bize gelecek diye. Seçmenin takdiri çok faktörlü bir şey. Mesela bir kitleyi ya da size oy veren kısmı prensiplere yakınlığı üzerinden taşırsınız. Biz sandık sandık baktığımızda kim nereden oy almış diye. Sayın Oğan’a oy vermiş vatandaşlarımızın siyasi yaklaşımlarıyla sayın Cumhurbaşkanımızın siyaset şekline son derece yakın olduğu.”
“Suriye ile normalleşince göçmenler dönecek”
“O vakit inançlı bölge oluşturulsaydı bugün göçmen olanlar inançlı bölgede kalacaktı.Bu olmayınca beşerler huduttan dayandılar. Mevtten kaçan insanlara kucak açtık. Türkiye’nin göç siyaseti var. Suriye ile olağanlaşmaya bağlı olarak dönüşler yapılacak. Hiçbir biçimde otobüse doldurup gönderemeyiz. Azeri aydınları geçmişte ‘Bizi göndermeyin’ demiş o zamanki CHP idaresine. Dinlenmemişler ve onlar öldürülmüşler. Şu anda oradaki iç savaş devam ediyor. Türkiye’nin Suriye rejimiyle olağanlaşma konusu aşikâr bir basamağa gelince, formüller konuşulur, o insanların hayatı teminat altına alınınca esasen burada durmaya gerek yok. Sayın Kılıçdaroğlu ’10 milyon daha göçmen alacaklar’ dedi. Bu türlü bir şey yok. Türkiye’nin bir tane daha alacak kapasitesi kalmamıştır diye açıklama yaptık. Biz hiç bir insanı vefata terk etmedik.”
“Türkiye demogafik tehdit altına girmez”
“Böyle devam etmeyecek. Suriye tarafında yaptığımız briket konutlar, oradaki insani şartlar dönüşleri hızlandırıyor. Onurlu ve gururlu olacak biçimde teşvik ediliyor. İnsanları namluların önüne atmıyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu’nun söylediği palavra. ‘Ben bunları sonraki gün kamyona doldururum’ dediğinizde büyük bir insanlık faciasına imza atmış olursunuz. Çok büyük müsamaha ile sahiplenme ile yapılmıştır. Olağan ki aşikâr bir yerden sora serzenişler oluyor, sitemler oluyor, tahlil ile ilgili talepler artıyor. Türkiye’nin demografik tehdit altına girmesine asla müsaade etmeyiz. Bu beşerler ilanihaye burada kalacak değiller. Türkiye bir göçmen kampı değil, Avrupa, Yunanistan bu imtihanı verememiştir. Hem kendi vatandaşımızın sesini dinleyelim hem de insani bedellere ve ahlaki bir halde yönetmeliyiz.”
“Kılıçdaroğlu artık de düzmece milliyetçilik üretti”
“Benim gördüğüm vatandaşımızın en çok üstünde durduğu husus karşımızdaki ittifakın terörle yanaşık nizam kurmasaydı. Gittiğimiz her yerde bu konuşuluyordu. Buna müsaade etmeyin deniyordu bize. Ben vatandaşımızın en çok gündeme getirdiği hususun ‘bunun karşısında sağlam durun’ diyerek reaksiyon gösterdiğini gördüm. Olağan ki savunma endüstriyi de konuşuyoruz, gittiğimiz beldenin sıkıntılarını konuşuyoruz. Seçimlerden sonra nerede oyumuz niçin düşmüş? Nerede akmış, nerede kurumuşuz? Bunu kıymetlendiriyoruz. Şu anda da sandık sandık kıymetlendiriyoruz. Toplumun huzuruna ittifak olarak çıktık. Burada birinci çıktık. Bu büyük inancı ve teveccühü gösteriyor. Seçim vakitlerinde en sevmediğimiz söz rehavettir. Vatandaşımızın da sahiplenme hissinin daha güçlü bir biçimde devam ettiğini görüyoruz. Muhalefet o gece de zafer ilan etmişlerdi. İki belediye lideri çıkıp demokratik teamüle ahlaka uygun olmayan halde kendilerini Cumhurbaşkanı ismine konuşan bireyler ilan etmişlerdi. Artık de uydurma milliyetçilik üretmeye başladı Kılıçdaroğlu. Ona o denli söylemişler.”
“İlk gün gördüğümüz neyse sandıktan çıkan oydu”
“Biz aday tanıtım toplantısını yaptık ve hepimiz vilayetlere dağıldık. Birinci gün gördüğümüz neyse sandıktan çıkan da o. Arkadaşlarımız vatandaşımızın fevkalade teveccüh ve dayanağı var diyordu. Çok küçük bir oranla ikinci çeşide kaldı. Biz küçük bir fark da olsa 50’nin üzerine geçebileceğini düşünüyorduk. Birçok farklı vilayetteki vatandaşlar telefonla konuştuk, genel olarak kanaatimiz dayanılmaz bir siyasal motivasyonlar yaşandı.”
“Karşımızdakiler masayı bile yönetemediler”
“Depremde bütün devlet bölgeye aktı. Dayanılmaz bir uğraş ve tertiple kurumlar 24 saat ayaktaydı. Bu vatandaşımız tarafından görüldü. 20 yıl içinde pekçok ekonomik zorluk yaşadık, nasıl aştığımızı vatandaşımız gördü. Karşımızda masayı bile yönetemediler. Masadakilerden bir tanesi özelleştirme sürecini savunuyor oburu ihanet görüyor. Biri Suriye siyasetini savunuyor oburu yanlış buluyor. Ortada masa diye bir durum yok. Sonuçta Cumhurbaşkanımızın adaylığının desteklendiği bir mutabakat var burada. Cumhurbaşkanımızın 20 yıllık pratiği ortada. Hangi probleme nasıl yaklaştıı ortada. Farklı siyasi partiler bizim ittifakımızda Cumhurbaşkanımızı desteklerken bu siyasi pratikleri desteklemiş oluyordu. En kolayı aday diyor ki, 300 milyar buldum diyor, masada başkası ‘bu gerçekçi değil’ diyor.”
“Bu kadar yeteneksiz bir tablo çıkacağını beklemiyordum”
“Etrafınıza baktığınızda birinci kez bir savaş var. Rusya için bir tweet atıyor. Cumhurbaşkanlığına aday olduğunu söylüyor. Bununla ilgili varsa bir şey devlet kurumları harekete geçsin. Buna karşı çıkmak hepimizin vazifesi. Duyum aldık diyorlar. Libya’da bir mutabakat yapıyoruz. Bunu BM’nin yasal kabul ettiği ile yapıyoruz. Çıkıyor Hafter’den bahsedip sekülerdir diyor. Azerbaycan’da Karabağ’a yadı ederken Türkiye oraya cihatçı gönderiyor dendi. Bu kadar yeteneksiz bir tablo çıkacağını beklemiyordum. 2 yıldır toplantı yaptılar, kağıda yazmak siyaset olmuyor.”
“Terör örgütü bu seçim sürecinde ‘Ben aktörüm’ diyor”
“Çözüm sürecinde sayın Cumhurbaşkanımız ‘Silahlarını gömsünler’ dedi. Bugün ortaya çıkan tablo nedir? Kılıçdaroğlu bir yeri ziyaret ediyor. Yanındaki kişi direkt PKK propagandası yapıyor dönüp bir şey demiyor. HDP’li biri diyor ki bize geldiğinde verilen kelamları açıklasın. Bir yönetici Cumhuriyet yıkılıp yine kurulacak, terör suçluları hür bırakılacak diyor. Aday olan kişi ben bu türlü bir dayanağı kabul etmiyorum demesi gerekmiyor mu? Bugün Suriye PKK’sının PYD’nin eşbaşkanının karşımızdaki adayın kazanacağını söylüyor. Terör örgütü bu seçim sürecinde ben aktörüm diyor. Siz tezkereye karşı çıkmışsınız. Sonumuzun tabanına gelip o paçavrayı asmaya kalktılar. Bunlar bu harekatlarla darmadağın edildiler. Çıkıp diyor ki ‘Meclis’e girdiğimizde PKK’ya silah bırakma daveti yapacağız’ diyor. Oradaki lisanda kasıt şu, PKK dağdan inecek, milis gücü olacak, ondan sonra silah bırakacak. Bunu matah bir şeymiş üzere kullanıyorlar. Uzun vakit boyunca bu kısımlar ‘terör örgütü siyasal katılma yolları kapanınca ortaya çıktı’ dediler. Pekala siyasal katılma süreci açılınca ne oldu? Türkiye’de terör örgütünden daha radikal konuşan siyasi tertip var. Legal bir siyaset alanında legal biçimde sıkıntının katkıda bulunmak isterseniz muhatapsınız. Tutup da legal siyasal alandaki iştirak hakkını bir tertip terör örgütü propagandasını yapmak için kullanırsa doğal ki kabul edilemez.”
“Vatandaşımız Suriye’deki serencamı gördü”
“Dünyada demokratik yolla seçilmiş başkanlar içerisinde en deneyimlisi Cumhurbaşkanımız. Bir ülke ile karşı karşıya gelmede de deneyimi var o ülkeyle kapıları aralamada da deneyimi var. Cumhurbaşkanımızın liderliğini AK Parti’yi taze tutan şey kaideler değiştiği vakit siyaset üretebilme kabiliyetidir. Arap ihtilallerinin geleceğini gördük. İstedik ki devletler ıslahat yaparak bu ihtilale hazır olsunlar. Sayın Cumhurbaşkanımız Suriye’de seçimlere gidin, sağlıklı nüfus sayımı yapın diyordu. O vakit ABD ne diyordu ‘Siz haydut devletle görüşüyorsunuz’. Bizden sonra Amerikan temsilcisi gitti. Orası bir iç savaşa döndü, rejim katliam makinasına döndü. Bütün bunların serencamı var. Vatandaşımız da bunu görüyor.”
“Bu sınır, Kürt vatandaşlarımızla ilgili bir sınır değil”
“Biz terör örgütüne laf söylüyoruz, Kemal Kılıçdaroğlu diyor ki ‘Kürtlere laf söylüyorlar’. Bunu hiçbir vakit Kürt vatandaşımız kabul etmez. Demokratik hak ve hürriyetler açısından bütün standartlar sağlanmıştır. HDP PKK ile ilgili sıkıntılara atıf yapıyorlar. Burada terör örgütü evvel var daha sonra siyasi parti onun uzantısı olarak çıkıyorlar. Bütün süreçte baktık ki, aslında demokrasiye, iştirake değer vermesi gerekenler demokrasiyi hukuk devletini yıkmak için terör örgütünü yasallaştırmak için kullanıyorlar. Demokrasinin, Cumhuriyetin meşruiyeti içerisinde varolan insanlarız. Terör insanlığın en aşağılık hatasıdır. Buradaki siyasal aktörlerin takip ettikleri bu çizgi, Kürt vatandaşlarımızla ilgili bir çizgi değil. Bu büsbütün PKK terör örgütüne yardım etmek istedikleri sınır. Hangi partiye oy verirse versin her vatandaşımızın oyu değerlidir. Bizim çabamız o oyu veren vatandaşımızdan da oy istiyoruz. Hangi partiye oy verirse versin bizim varlık sebebimiz vatandaştır. Biz o partinin yöneticileri ve o zihniyetle uğraş ediyoruz.”
“Kılıçdaroğlu ‘Bana bu dayanağı veren siyaset biçimini reddediyorum’ demesi lazım”
“Terör örgütü ‘Bizim tek maksadımız Erdoğan’ın gitmesidir’ diyor. Siyasi parti çıkıp bununla paralel bir telaffuz kullanıyor. Terörist başına imtiyaz sağlanacak, terör suçluları özgür bırakılacak, özerklik deniyor. Sayın Kılıçdaroğlu ‘Bana bu dayanağı veren siyaset biçimini reddediyorum’ demesi lazım. Teröre karşıyım diyor lakin dediğim üzere buna sessiz kalıyor. Yalnızca terör örgütü açıklama yapsaydı. Fakat terör örgütünün açıklamalarını taşıyan bir siyaset var. Burada örtbas edilmek istenen alan olduğu net bir biçimde görüldü.”
Hüda Par açıklaması
“Sayın Cumhurbaşkanımızın ana mottosu, tek vatan, tek millet, tek devlettir. Biz bir koalisyon kurmuyoruz. Hasebiyle rastgele bir siyasi parti tarafından verilen dayanak bu prensipler tarafından verilen dayanaktır. Onlar ‘herhangi bir teröristin heykelini dikmekten bahsetmedik’ diyorlar. Bayrakla ilgili ve yeminle ilgili sorunumuz yok, Meclis’e gelip yemin edeceğiz diyorlar.”
“Bu süreç devletin genetiğinde ya da milletin niteliğinde bir değişiklik süreci değildir”
“Silah bırakma için yapılan tahlil sürecinde ikircikli hal sergilediler. Yıllardır bunlar yapılsın edilsin deniyordu. Cumhuraşkanımız büyük kararlılıkla bu iradeyi ortaya koydu. Bu süreç devletin genetiğinde ya da milletin niteliğinde bir değişiklik süreci değildir. Terör örgütüne silah bırakma sürecidir. Bu siyasi sınırın Kürt problemi olarak getirdiği sorun PKK problemi olarak kodlayarak getiriyor.”
“Milletin iradesine ipotek koymaktır bu”
“Seçim gecesi ikisi bir ortada kameraların önüne çıktılar ’13. Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu ismine konuşuyoruz’ dediler. Sayım süreci devam ediyor. Resmen millet iradesine ipotek koymaktır bu. O kadar birbirine zıt, o kadar manasız şeyler söylediler ki. Yaptığı açıklama ‘bizim sistemimize nazaran biz kazandık’ diyor. Daha utanç verici açıklama, Kılıçdaroğlu’nun seçim gecesi kimse sokağa çıkmasın kelamı. Biz o gece sokaktaydık. CHP’li vatandaşlarımızla da selamlaştık, YETERLİ Partili vatandaşlarımızla selamladık. O gece kendince seçim sonucunu ilan ediyorsun. Resmi devlet kurumlarının bilgilerini aşağılıyorsun, CHP’nin olmayan verisini bütün Türkiye’ye kabul ettirmeye çalışıyorsun.”
“Toplumun önüne çıkarılan bir çerçeve yok”
“Şimdi ne diyorlar? Kendi sistemleri çökmüş, dataları girememişler. Pekala o gece insanları provoke etme eforu neydi? Cumhurbaşkanı ilan etme sizin haddinize mi düşmüş? CHP bizim rakibimiz olabilir, esaslı parti, bir kurumsal geleneği var. Biz zihniyet olaraz zıt saflardayız. Orada genel lider yardımcısı var, parti sözcüsü var. Düşünebiliyor musunuz iki belediye lideri kendi kendine CHP’ye kayyum atanıyor. Problem burada siyaset yok, bu antisiyasettir. Toplumun önüne çıkarılan bir siyasi çerçeve yok.”
“Biz sayın Baykal devrini de biliyoruz”
“Karşımızdakiler hakkında konuşmanın nezaket sonlarını çizmekte zorlanıyorum. Bu süreç Cumhur İttifakı’nın kalıcılığını daha da pekiştirdi. CHP’deki statüko korunacak mı, öbür türlü mü? Artık epeydir tartışma yürüyor. Sayın Kılıçdaroğlu kendi adaylığının garanti alınması karşılığında partilere milletvekilliği vardı. Sonuçta CHP seçmeni çalıştı. Merhum Baykal devrini de biliyoruz biz. Sayın Baykal’ın terör sıkıntısında kesin ve kati tavrı vardı. Bu savrulmaya bu kadar müsaade verilen tek devirdir bu periyot.”
Babacan’a ait yorumu
“Cumhurbaşkanımıza karşı kullanılan üslup, AK Parti’ye karşı kullanılan üslup bu ise olağan ki bir ortaya gelinmez. Türkiye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne birden teğe gelmedi. Bu noktaya geldikten sonra keşke bir parlamenter sistem önermekten fazla bunun yerine Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine kuvvetler ayrılığına, dengeleme sistemine birtakım tenkitlerle gelinse, oturulsa bu konuşulsa. Meclis’te parlamenter sistemin güncellenmesi için komite kurulduğunda AK Parti olarak tekliflerimizi vaktinde verdik. CHP hiç vaktinde vermedi. Parlamenter sistemi güncelleyelim deyince buna direndi. Biz Cumhurbaşkanlığı sistemine geçince bu sefer parlamenter sisteme sarıldı.”
“Vatandaşın nezdinde karşılığı yok”
“Sandıktan çıkan iradeyi beğenmeyenler bu ülkede Başbakan ve bakanları şehit ettiler. Burada garantiye alınması gereken vatandaşın iradesine karşı sistemin komplo kuramamasıdır. Ayasofya’nın açılmasından bahsediyoruz. Toplumsal talep oluşturulmuş ve siyasi karar oluşturulmuş. Bunu rejim tartışmasına döndürmek istiyorlar. Vatandaşın nezdinde karşılığı yok. Bizim kodlarımızda çok büyük değişiklik yok. Darbe teşebbüsü Seyahat ve gibisi olaylarına karşı bir tavır geliştirdik. Buradaki prensip vatandaş getirir, vatandaş götürür.”
“Toplum demokrasiyi iradesi için kullanıyor”
“İkinci tipe kalışı açıklandıktan sonra vatandaşlarımıza temas ediyoruz. Burada vatandaşımızın rehavete kapılmaması lazımdır. Seçim seçimdir. Vatandaşımızda daha güçlü bir sahiplenme hissinin filizlenmeye başlandığını görüyoruz. Bugün iki bayan arkadaşımız bayan haklarıyla ilgili durdurdu beni. Doğal ki soracak. Yolda da durduracak. Siyasetin, demokrasinin nimet olma tarafı budur. Toplumun kendisi demokrasiyi kendi iradesi için kullanıyor. Biz buna talibiz.”
“Gelecek jenerasyonlara bırakacağımız en büyük miras”
“Türkiye’de vatandaşın iradesinin sandıkta çalındığını hiç kimse söyleyemez. Her partiyi ziyaret ediyorlar, propaganda özgürlüğünü görüyorlar. Bizim arkadaşlarımızın hiç çıkmadığı daima muhalefet tarafından kullanılan kanallar var. Bizim seçim sistemimizin güvenliği kadar, seçim kültürümüzün güvenliği de test edilmiş oluyor. Bu kadar miting tıpkı anda yapılıyor. Genel olarak Türkiye’de şiddet rastgele bir halde hakimiyet sağlayamadı. Sandık yoluyla yöneticileri belirliyoruz. Sandığa özgür biçimde gidiyoruz ve bu sistem çalışıyor. Bizim gelecek jenerasyonlara bırakacağımız en büyük miras budur.”
“Türkiye’nin seçimi bütün dünyayı ilgilendiriyor”
“Ekonomi idaresi sıkıntısı sayın Cumhurbaşkanımızın takdiridir. Birçok seçimde AK Parti kaybedince Alis mükemmeller diyarına döneriz diyorlar. Sonra biz kazanıyorzu, gelmez diyen yatırımlar sırayal Türkiye’ye gelmeye başlıyor. Türkiye’nin seçimi bütün dünyayı ilgilendiriyor. Bugün tek sıkıntımız ikinci çeşidi bahsettiğimiz biçimde büyük bir farkla geçmek.”
Yorum Yok