Türkiye’yi sarsan Kahramanmaraş merkezli sarsıntılarda 2 ay geride kaldı.
Kentlerin süratlice yükselmeye başladığı afet bölgelerinde, afetzedelerin acıları birinci günkü üzere tazeliğini koruyor.
Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesine bağlı yaklaşık 300 hanenin bulunduğu Güzelyurt Mahallesi’ndeki konutların yarıdan fazlası iki büyük zelzelede yıkıldı.
Çok sayda can kaybının olduğu mahallede ikamet eden vatandaşlar, kurdukları çadırlarda günlük hayatlarını sürdürmeye çalışıyor.
Bazı vatandaşlar da inançlı gördükleri yerleşim yerlerine göç etmek zorunda kaldı.
Mahalle enkaza döndü
Yıkılan binalar ortasında mahallenin mescidi yerle bir olurken, minaresi hafif hasar aldı.
Mahallenin her sokağında bulunan konutların birçok kullanılamaz hale geldi. Ağır hasarlı meskenlerde denetimli yıkılacaklar ortasında olduğu belirtildi.
Tek katlı taştan yapılan kimi meskenlerin de zelzeleden hasar almadığı görüldü.
Enkazdan çıkarılan arabanın hurda hali ise dikkat çekti.
“Çocuklar çıkmadan çıkmak istemedim”
Deprem sonrası mahallede beyaz bir ışık saçıldığını tabir eden Mustafa Kavuzkoz, “Karı koca iki kişiydi burada, cenazemizi oradan aldık. Zelzele olduğunda çıktık. Beyaz bir ışık vardı. Caminin yıkıldığını gördük. Kar yağıyordu yağmur vardı. Üşüdük otomobillere girdik. Şu konut benim konut. Çocuklar çıkmadan ben çıkmak istemedim.” dedi.
“Oğlum enkazın altında kaldı”
Enkaz altında tek oğlu olan Muhammed’in hayatını kaybettiğini belirten Fatma Irdoğu, “Deprem olduğunda oğlum öteki yerdeydi evliydi çocuğu vardı. Gelinin ailesi de 12 kişiydi hepsi öldü. Oğlum enkazın altında kaldı. Bir tane oğlum vardı. 3 kız ile bir oğlum vardı.” diye konuştu.
“Yavrularımın 3’ü bir öldü”
Büyük bir sarsıntı yaşadıklarını anlatan Fatma Gülpınar; kızı Tülay, torunları Fatma ve İkra Çetin’in zelzelede hayatını kaybettiğini söyledi.
Gülpınar, şu sözleri kullandı:
Biz yıkıldık o merdivene düştü ben de salona düştüm. Sürüne sürüne indik aşağıya. Duvardan başıma briket düştü. Kızım Tülay’ın iki kızı vardı. 11 yaşında biri 10 yaşında da başkası. Yavrularımın 3’ü bir öldü. Kardeşleri kazma kürek ile aradı. Çok perişan olduk. Durumumuz çok berbattı daha da unutamıyoruz. Bu yavrum öksüz kaldı kimsesi yok. Sarsıntıdan evvel babası da öldü. Ne yapacağımızı şaşırdık Allah’tan geldi kulundan gelmedi. Çocuklarıma çok üzülüyorum, çocuklarım her şeyden değerliydi.
“Merkezinde bir şey kalmadı”
Depremde ağabeysi ve yengesini kaybeden Fahri Kavuzkoz ise, “Köyün en yerlisiyiz buranın birinci yerleşim yeriydi merkezinde bir şey kalmadı. Ağabeyim ve yengem enkaz altında kaldı.” sözlerini kullandı.
Yorum Yok